ZENGİNLİK
 
Kadının biri, cömert olduğu söylenen yaşlı bir bilgeye
gidip:
– Bu şehirde benden fakir insan yok!. demiş.
Bana biraz
yardım eder misiniz?
Bilge adam, kadının kucağındaki bebeğin bir ipeği andıran
yanaklarını okşayıp öptükten sonra:
– Demek fakirsin! demiş.
Hem de çok fakir.
Ama karşılıksız yardım yapmak, âdetim değil!
Eğer yardım istiyorsan, çocuğunun
parmağını satman gerekir.
Kadın, önce deli olduğunu sanmış bilgenin.
Daha
sonra da, kötü bir şaka yaptığını.
Ama adam ciddi görünüyormuş.
Kadına bir kese altın uzatıp:
– Ayak parmağına da razıyım!. demiş.
Zaten cerrah olduğumdan,
ona acı çektirmem
Kadın, bütün kanını donduran bu teklif üzerine kaçmayı
düşünürken, adam:
– Sadece tırnağını söksem de olur! diye devam etmiş.
Biliyorsun zamanla yenisi çıkar.
Kadın, bu ruh hastasına daha fazla dayanamamış.
Ve kapıyı
çarpıp uzaklaşırken, adam onun arkasından:
– Nasıl bir fakir olduğunu anlayamadım!. diye bağırmış.
Kucağındaki hazinenin tırnak kadar bir parçasını, bir kese altına
değişmiyorsun!
Bazen o kadar başka şeylere yoğunlaşır ,kafamızdan sürekli
olarak o düşünceleri geçiririz ki, elimizde var olan zenginliklerin farkında
bile olmayız.
Sağlık gibi.
Evlat gibi.
Ana baba,
Kardeş gibi..

Bir yanıt yazın